Ana içeriğe atla

''SONRA'' Sanat Kolektifi etkinliği



2015'te toplanan ekip, diyolag ve iletişim süreçlerini gözlemleyebilmek amacıyla, öğrencileri oldukları Kocaeli Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi'nin bahçesinde, kolektife isim sahipliği yapan "Sonra" etkinliğini düzenlemişlerdir. 7 Mayıs 2015 tarihli bu etkinlik birbirini her gün gören, sürekli karşılaşan ama çoğunlukla aralarında diyalog doğmamış okul halkının bir araya gelmesi amacınyla düşünülmüştür. 


Herkesin spontane bir biçimde işe dahil olması projeye kamusal bir nitelik kazandırırken, çalışmada malzeme ve tekniğin serbest olması da yaratılan özgür platformda herkesin rahatça kendini ifade edebilmesini sağladı. Kocaeli içinde farklı mekanlarda tekrarlanan bu etkinlikle beraber hem Güzel Sanatlar öğrencileri birbirleriyle iletişim kurabildi ki bu da disiplinlerarası üretim biçimlerini de düşündürdü, hem de Güzel Sanatlar öğrencileri Kocaeli ilindeki insanlarla direkt bir diyalog kurdu.




Sonra etkinliği, 2016 senesinde Kandıra Kocaeli ve Reyhanlı Hatay'da birer okulda daha gerçekleştirilmiştir.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Buralar hep değerliydi!

Kentlerde ve ülkelerde değişimin en büyük göstergelerinden birinin meydanların değişimini olduğunu neredeyse artık herkes biliyor ve dolayısıyla buna tanıklık eder durumda.  (Kentsel dönüşümle ilk müdahale edilen bölgeleri hatırlayabilirsiniz İstanbulda.) Bu duruma örnek olarak Kadıköy meydanından bahsedecek değilim. Bahsettiğim yer Taksim meydanı. Hatta Taksim meydanı ve çevresini sınır olarak aldığını söyleyebilirim. 2011'den bu yana süren Suriye savaşı, 2013 Gezi eylemleri aslında son 10 senedir Taksim meydanının kaderini belirlemiş durumda görünüyor.   Askeriyenin kalkıp bir tanka ceza verebileceğini biliyoruz (Yılmaz Güney Tankı). Ama Hükümetin en sembolik meydanlarından birine ceza verebileceğini tahmin eder miydiniz?                                  ...

TURUNCU-YEŞİL

“Korunma” için uyguladığımız yöntemler zaman içinde değişip,çeşitlenip kendi koruma çemberlerimize “tecrit”e dönüşebilir. Bu “tecrit çemberleri” korunma güdüsüyle içine hapsolduğumuz  mekandaki dışarıya açılan pencerelerin (gözlerin) önünü kapatabilir. Şeffaftırlar ve her bir tecrit çemberi dünyayı algılayışımızı farklılaştırır. Orçun BESLEN (Perde üzerine karışık teknik) Güvendiğimiz ne varsa onları cam parçalara dönüştürüp bu parçalardan oluşturduğumuz bir fanusun içine kendimizi hapsederiz. Görebiliriz fakat yalnızca gözlerimizle, duyabiliriz fakat yalnızca kulaklarımızla. Öncelikli, bedenimizi korumak için oluşturduğumuz bu yapının içinde zihnimizin asıl ben’i içinde tuttuğu bir çember daha vardır. Kuruntular, güvenle oluşan parçala rın üzerine düşen ışıkların, kendine çarpması ve geri dönüp tekrar kırılmasıyla her seferinde dönüşür ve en içteki çembere rüyaları düşürür. Fakat ne dış kabuk cam fanus, ne içteki çember cam kabuk, içindeki ben’i görebilmemiz için bir perde ...

Ben Ne Zaman Dekoratif Oldum?

Dekoratifin karşılığında söyleyeceğim şey nedir? Dekoratif olmayan mıdır? Dekoratif nedir? Girişimlerin hepsinin anlamını daha ilk fikir ortaya atıldığı anda yitip gitmesi bizi bir kuyunun içine atıyor. Her seferinde tekrar tırman. Düşün, oku, sabret. Ama asla cesaretle değil. Tersine korkak bir kararlılıkla hareket et. Çık kuyudan şimdi, tekrar tırman. Ama tırmanırken artık kuyuya düşerken tutunacak yer ara kendine, her zaman dibe batmanı engelleyecek bir şeyleri bul. Esasen kurgulanabilir, yönetilebilir ki herkes birilerini yönetir. En kötüsü bir kediyi kıstırır sözünü geçirmek için. Bir balta sonra! Önce kendimizi kesmemiz gerektiği üzere. Çiçekler sarı kahverengi papatyalar, yağlıboya gibi aslında ama sanki paint de yapılmış gibiler. Ve sarı siyah kırmızı çizgiler, derin maviler üzerinde canlı, capcanlılar! Daha da yaşamak için sürekli bir hareket, yabancı insanlar, bazıları da kovboy şapkalı ve güneş! Kırmızı bedenler. Bedenleri pasifleşirdiler önce, ama sonra hareket...