Özellikle malzemenin varoluşu üzerine bu süreci göstermek istediğimi belirtmeliyim. Bir sanatçının imzası haline dönüşebilecek olan malzemenin süreci, aynı zamanda düşüncenin de sürecidir. Her şey değişir, bir devinim halinde döner ve artık eski bir düşünce yeni olabilir.
Nietzsche, bize gerçeği akıl yoluyla yakalamaktan çok, gerçek olanı istediğimiz gibi kurguladığımızı söylemektedir. Gerçeği istediğimiz gibi kurgulayabiliyor ve kendi gerçekliğimizi oluşturuyorsak, bir heykeltraş olarak malzemeyi de kendi gerçekliğim için, kurguluyor, değişime sokuyor, farklı bir dil yaratmak ve kendimi ‘’mutlu’’ edebilmek için gerçekliği bütün kollardan kontrol altında tutmaya çalıştığımın bir göstergesi olarak bu çalışmaya bakabilirsiniz.
Öncelikle fizyogramla başlayan ‘’gerçeklik ‘’ hikayesi, daha sonra mono baskı ve nihayetinde tel figürlerin gelişiminde görülebilir. Fizyogram, fotoğraf makinesinin uzun pozlamasıyla elde edilen bir tekniktir. Yani siz elinizde ışıkla çizim yaparken, çizdiğinizin gerçekliğini ancak fotoğraf makinasının fotoğrafı işlemesinden sonra görebilirsiniz. Burada ‘’gerçek’’ bir başka gerçekliğin elindedir. Aynı tekniğin artık boyayla buluştuğu yerde mono baskı tekniğiyle aynı etkiyi almak istediğim açık bir şekilde görülebilir. Daha sonraki çalışma model üzerinden yaptığım çizimlerin tel aracığıyla yeniden üretimini gösterirken artık malzeme benim için evrimini tamamlamış ve gölgesini kazanmıştır.
Gerçeğin gölgesiyle, yani nesneyle özdeşleştirilmesini engelleyen bu gizli benzerliği, nesnenin sırrını göz ardı etmektedirler. Çünkü gölgesi sayesinde gerçek kendi kendinin tıpatıp aynısı olmaktan kurtularak saydamlaşmaktadır.
Orçun Beslen Ekim 2017

Yorumlar
Yorum Gönder