Ana içeriğe atla

“1. ULUSLARARASI BISANTHE TAŞ HEYKEL SEMPOZYUMU”

















Neolotik çağlardan başlayarak insanlık için bir ticaret ve kültür geçiş yolu üzerinde bulunan, yaklaşık 4500 yıllık tarihi ile Yunan, Bizans, Roma ve ardından Osmanlı İmparatorluğu gibi pek çok medeniyete ev sahipliği yapan ve tarihçi Herodot’un haritasında yer alan, bilinen en eski adıyla Bisanthe , bugünkü adıyla Tekirdağ ilinin sahip olduğu tarihsel,kültürel ve sanatsal kimliğine yaraşır bir etkinlik düzenlenmesi, bu amaçla 01/07/2015 - 31/07/2015 tarihleri arasında “1. ULUSLARARASI BISANTHE TAŞ HEYKEL SEMPOZYUMU” nun düzenlenmesi amaçlanmıştır. Uluslararası düzeyde ele alınan bu sempozyumda, ulusal ve uluslararası heykel sanatçılarını bir araya getirmek, karşılıklı kültürel ve sanatsal etkileşimlerden beslenmelerine zemin hazırlamak, çağdaş heykel sanatını desteklemek ve halka açarak halkı güzel sanatlara teşvik etmek, sanat eğitimi alan öğrencilere staj olanağı tanıyarak eğitim aldıkları alanda kendi mesleki gelişimlerine katkı sağlayarak belleklerinde yer etmesi hedeflenmektedir. Ayrıca düzenlenecek bu sempozyum ile kentin güncel tarihinin yazılmasına ve bir tür çağdaş açık hava müzesi oluşturulmasına katkıda bulunması beklenmektedir

SANATÇILAR

NERMİN SÖZEL
İSMAİL ŞİMŞEK
DERYA BARAN
GEMMA GUERRA
JO KLEY
SLYVAİN PATTE
ANTONİS MYRODİAS
LYUDMYLA MYSKO

ASİSTANLAR
ORCUN BESLEN 
ŞAHİN KARAKUŞ
EZGİ ÇİFTÇİ
NAİL YARDIM
TÜLAY ÇAKMAK 










Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Buralar hep değerliydi!

Kentlerde ve ülkelerde değişimin en büyük göstergelerinden birinin meydanların değişimini olduğunu neredeyse artık herkes biliyor ve dolayısıyla buna tanıklık eder durumda.  (Kentsel dönüşümle ilk müdahale edilen bölgeleri hatırlayabilirsiniz İstanbulda.) Bu duruma örnek olarak Kadıköy meydanından bahsedecek değilim. Bahsettiğim yer Taksim meydanı. Hatta Taksim meydanı ve çevresini sınır olarak aldığını söyleyebilirim. 2011'den bu yana süren Suriye savaşı, 2013 Gezi eylemleri aslında son 10 senedir Taksim meydanının kaderini belirlemiş durumda görünüyor.   Askeriyenin kalkıp bir tanka ceza verebileceğini biliyoruz (Yılmaz Güney Tankı). Ama Hükümetin en sembolik meydanlarından birine ceza verebileceğini tahmin eder miydiniz?                                  ...

TURUNCU-YEŞİL

“Korunma” için uyguladığımız yöntemler zaman içinde değişip,çeşitlenip kendi koruma çemberlerimize “tecrit”e dönüşebilir. Bu “tecrit çemberleri” korunma güdüsüyle içine hapsolduğumuz  mekandaki dışarıya açılan pencerelerin (gözlerin) önünü kapatabilir. Şeffaftırlar ve her bir tecrit çemberi dünyayı algılayışımızı farklılaştırır. Orçun BESLEN (Perde üzerine karışık teknik) Güvendiğimiz ne varsa onları cam parçalara dönüştürüp bu parçalardan oluşturduğumuz bir fanusun içine kendimizi hapsederiz. Görebiliriz fakat yalnızca gözlerimizle, duyabiliriz fakat yalnızca kulaklarımızla. Öncelikli, bedenimizi korumak için oluşturduğumuz bu yapının içinde zihnimizin asıl ben’i içinde tuttuğu bir çember daha vardır. Kuruntular, güvenle oluşan parçala rın üzerine düşen ışıkların, kendine çarpması ve geri dönüp tekrar kırılmasıyla her seferinde dönüşür ve en içteki çembere rüyaları düşürür. Fakat ne dış kabuk cam fanus, ne içteki çember cam kabuk, içindeki ben’i görebilmemiz için bir perde ...

Ben Ne Zaman Dekoratif Oldum?

Dekoratifin karşılığında söyleyeceğim şey nedir? Dekoratif olmayan mıdır? Dekoratif nedir? Girişimlerin hepsinin anlamını daha ilk fikir ortaya atıldığı anda yitip gitmesi bizi bir kuyunun içine atıyor. Her seferinde tekrar tırman. Düşün, oku, sabret. Ama asla cesaretle değil. Tersine korkak bir kararlılıkla hareket et. Çık kuyudan şimdi, tekrar tırman. Ama tırmanırken artık kuyuya düşerken tutunacak yer ara kendine, her zaman dibe batmanı engelleyecek bir şeyleri bul. Esasen kurgulanabilir, yönetilebilir ki herkes birilerini yönetir. En kötüsü bir kediyi kıstırır sözünü geçirmek için. Bir balta sonra! Önce kendimizi kesmemiz gerektiği üzere. Çiçekler sarı kahverengi papatyalar, yağlıboya gibi aslında ama sanki paint de yapılmış gibiler. Ve sarı siyah kırmızı çizgiler, derin maviler üzerinde canlı, capcanlılar! Daha da yaşamak için sürekli bir hareket, yabancı insanlar, bazıları da kovboy şapkalı ve güneş! Kırmızı bedenler. Bedenleri pasifleşirdiler önce, ama sonra hareket...